ARABA DOLANDIRICILIĞI

İçtihat ve Doktrin açısından araç dolandırıcılığı günümüzde sık karşılaşılan bir durumdur.

Dönmezer’in “sahneye koyma” görüşüne göre, şüpheli müştekiyi kandırabilmek ve yalanını güçlendirmek için başka bir ifadeyle ile dolandırıcılık suçunu gerçekleştirebilmek için yalanı bir “sahneye koyma” ile birlikte söylenmesi, yani yalana doğru görünümü verilmiş olması gerekir. Bu bazen sahte bir belge yada gerçek olmayan bir ortak yaratmaktır. Genelde hali vakti yerinde iş adamı portresi çizen şüpheliler, kişide güven telkin ederek dolandırıcılık kastlarını gizleyerek eylemlerini sahneye koyarak dolandırıcılık suçunu bu zeminde gerçekleştirirler.

Hileli davranışlar ile aldatılan şüpheli arabasını şüphelilere satış yapmaya razı olur. Şüpheliler ise haksız maddi menfaat kazanarak bedelini ödemeden arabaya sahip olurlar.Bu durumda dolandırıcılık suçunun tüm unsurları oluşmuştur.

TCK 157.maddesi dolandırıcılık eyleminin kandırılabilir nitelikte olmasını zorunlu kılmamıştır. Buna rağmen şüphelilerin eylemlerinin mağduru genelde kandırabilecek bir duruma getirdikleri aşikardır. Yargıtay dolandırıcılık ile ilgili verdiği kararlarda, şüphelilerin müşteki de psikolojik körlük yaratan, eylem birliği arz eden, düşünsel faaliyeti engelleyen ve sağlıklı düşünmeyi engelleyen davranışlarını dolandırıcılık eylemine yol açtığı yönde birçok kararı mevcuttur.(Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku- Prof. Dr. Durmuş Tezcan, Doç. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, Yrd. Doç. Dr. Murat ÖNOK)

Yargıtay Daire Başkanı Haydar Erol Uygulamada Güveni Kötüye Kullanma ve Dolandırıcılık Suçları kitabında arabanın gerçek alıcısı gibi davranıp aracın devrini aldıktan sonra parayı ödememeyi ve aracı hemen 3.kişilere devretmeyi “oto dolandırıcılığı” olarak nitelendirmiştir. Yine aynı kitapta verilen 14 ve 15 numaralı örnekler de, benzer nitelikte olup, dolandırıcılık suçu olarak tanımlanmıştır Şüpheliler genelde 3.kişinin iyiniyetine dayanmak için aracın devrini hemen ertesi gün başkası üzerine yaparlar. Hattta birkaç tane daha devir yaparak işlemi sağlama alma yoluna giderler.

Genel olarak dolandırıcılık suçunun oluşması için 3 temel şart vardır. Bunlar;

1- Fiili işleyen kişi tarafından hileli hareketler icra edilmelidir. Mağdurun inceleme eğilimini ortadan kaldıracak davranışlar fail tarafından sergilenmelidir.
2- Fiili işleyen kişi tarafından yapılan hileli hareketler herhangi bir kimseyi aldatacak özellikte olmalıdır.
3- Mağdurun veya başkasının zararına, kendisi veya başkası yararına haksız bir fayda elde edilmelidir. Fiili işleyen kişi, kendisi veya başkası lehine fayda elde etmek için bilerek ve isteyerek hileli hareketler icra etmeli, mağdura verilen zarar ile fiili işleyenin eylemi arasında uygun illiyet bağı mevcut olmalıdır. Zarar, objektif şahsi ölçüler dikkate alınarak belirlenecek ekonomik zarardır.

Suçun basit şekli TCK m.157; de düzenlenmiş olup şu şekildedir.
“Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.”

TCK m.158 ise suçun nitelikli halini düzenlemiş olup şu şekildedir.

Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak
kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin
kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak
tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,
İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan,adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Genelde araç dolandırıcılığı birden fazla kişi halinde işlenmektedir. Bu durumnda belirtmek isteriz ki, tüm şüpheliler birlikte hareket ettiğinden ve iştirak iradeleri bulunduğundan tüm şüphelilerin TCK m.157/3 uyarınca cezalandırılması doğru olacaktır. Bu madde şu şekildedir.

TCK m.157/3;
“Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.”